“Hizmetin temeli sevgidir” prensibiyle çıktığımız bu yolda, “Büyükçekmece’ye hizmet Türkiye’ye hizmettir” anlayışıyla yıllardır süren mücadelemizle övünüyoruz. Dünyanın medeni ve teknolojik değişimi her alanda yaşanırken, bizim bundan etkilenmememiz beklenemez.

Tek sorun, bu değişimin daima gelişime yönelik olup olmadığıdır. Bizler çıktığımız bu uzun ve zor yolun bilinciyle gelişimi, yenilenmeyi, medeniyetimizi yükseltmeyi, “Daha Çağdaş Büyükçekmece, Daha Mutlu Büyükçekmeceli” hedefini kendimize daima ilke edindik.

İnsan odaklı başladığımız bu yolda, aileden ahaliye, beldeden ilçeye, ilçeden şehire, şehirden ülkeye, ülkeden tüm dünyaya örnek olma gayretini, 40 yıllık belediyecilik hayatımızda hiçbir zaman kaybetmedik. Bu gayret ve Büyükçekmece sevdamız, kendini düşüncelerimizde, hareketlerimizde, yüreğimizde, belediyecilik anlayışımızda göstermiştir. 

Hayatımızın en büyük hedefi daima “gelecek” olmalıdır. Nasıl yaşadığımızdan çok, bizden sonraki nesillere neler bıraktığımız önemlidir. Belediyecilikte geçirdiğim onca sene bana ne öğretti diye sorarsanız, “Bir çocuğun yüzündeki gülümseme ile bir büyüğümün gözlerindeki gurur ifadesidir.” derim. Eğer yaşıtlarım ve gençlere de örnek olabiliyorsam ne mutlu bana…

Çünkü benim belediyecilik anlayışımda hizmette sınır yoktur. Bunca yıllık belediyecilik hayatıma rağmen heyecanımdan hiçbir şey kaybetmedim. Bugüne kadar çalışma arkadaşlarımla daha yolun başındayız diyebilirim. Onlarla birlikte Büyükçekmece’nin her karışında izimiz, her taşında imzamız olmasına rağmen; daha alacak çok yolumuz olduğunun her zaman farkındayım. Sizlerin de bu yolda benimle daima birlikte olduğunuzu bilmek bana ayrıca güç veriyor.

Çalışmalarımızı yaparken Türkiye’nin ve dünyanın içinden geçtiği ekonomik ve siyasi dar boğazları görmezden gelmenin imkansız olduğunu herhalde söylememe gerek yoktur. Ancak bize güç veren yegane unsur insanlarımızın mutluluk endeksidir. Biz her türlü zorluğun üstesinden, onların kalplerindeki mutlulukları yaşamasına bir küçük fayda sağlayabilir miyiz diye düşünerek gelebiliyoruz. O sebeple tüm zorluklar kolay, imkansız görünen işler ise sadece biraz zaman alan çalışmalar haline geliyor. Biliyorsunuz ki, ancak zoru başaranlar tarihte yer bulabilir.

Sizler de çok iyi bilirsiniz, Türk insanı maalesef eski zamanlardan bu yana denize arkasını dönmüş bir millettir. Ancak çağımızda herkes denizlerin ve dolayısıyla sahillerin önemini iyice anlamış ve Türk insanı da sahillerimizin, Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olduğunu gün geçtikçe görmüştür. Artık sahil kentlerimiz, ülkemizin gelişmişlik göstergesi haline gelmiş, önemleri çok daha fazla artmıştır. Artık sahillerden içerilere doğru akımlar oluşmaya başlamıştır.

​​

Bu esen rüzgar özgürlüktür, mutluluktur, gelişmişliktir, yeniliktir ve en önemlisi sevgi bağıdır. Bu sevgi bağını önce ülkemiz ile, sonra tüm dünya ile paylaşmak istiyoruz.

Hizmet aşkıyla çıktığım bu yolda kalbimin sesini dinlemeden bir adım bile atmadım.

Size en derin inancımla söylemek isterim ki Kalbimin Büyükçekmece’si güzelliklerle, hizmetle, kültürle, özgürlükle, mutlulukla ve en önemlisi sizlerle doludur…

Kalbinizin Büyükçekmece’sinde yıllardır yer almak benim için bir onurdur.